GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
 

º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©

TASAVVUF

cats1.png 

TASAVVUF NEDİR SÛFİ KİMDİR?

Dervişlik olsaydı bir lokma bir hırka, Biz de alıverir idik otuzla kırka"
Yunus Emre (k.s)


"Biz tasavvufu ondan bundan nakil ve kuru lâf ile elde etmedik. Ona ancak, Allah için açlık çekerek, dünyaya rağbeti terk ederek ve sevip alıştığımız şeylerden uzaklaşarak sahip olduk. '(Münâvî, el-Kevâkibü'd-Dürriyye, i, 378; Sühreverdî, Gerçek Tasavvuf, 62.)
Cüneyd el-Bağdâdî (k.s)


Tasavvuf nedir? Sûfi kimdir? Soruları tasavvuf tarihi kadar eskidir. Bu iki isim tarih sahnesine çıktığı günden bu yana gündemden hiç düşmemiştir. Kiyamete kadar da düşeceğe benzemiyor; çünkü tasavvuf, insan terbiyesini hedefe alan, insanı gündemde tutan bir sistemdir. Dünyada insan bulunduğu ve güzel ahlakla mükellef olduğu sürece, tasavvuf var olacaktır, vazife yapacaktır, hizmet görecektir.

Gerçek tasavvuf, İslam'ın hizmetçisidir, takva ve edebin temsilcisidir, sevgi bahçesidir. Tasavvuf terbiyesine girenlerin ve onu dışarıdan tenkit edenlerin bu gerçeği bilmesi gerekir.

Biz bu eserimizde her iki kesime ölçü olacak, denge verecek bilgileri vermeye çalışacağız. Bununla hedefimiz şudur:

Bu yola girenler niçin girdiklerini bilsinler ve nasıl bir emanet taşıdıklarını fark etsinler. Onu bilmeden red ve tenkit edenler de neye karşı çıktıklarını ve bununla sonuçta ne kazandıklarını görsünler.

Bize düşen önce gerçek sofîliğin ve tasavvufun ne olduğunu bilmektir. Bu bilginin bize iki önemli faydası olacaktır.

Birincisi, bütün devirlerde hiç gündemden düşmeyen, İslam davetini en güzel şekilde temsil eden bu yolun ne olduğunu öğrenmek.İkincisi de, bu rahmet deryasından ve edep kaynağından istifade etmek.

Günümüzde halk arasında tasavvuf ve sûfî gerçek manasıyla tanınmamaktadır. Bir çok dinî terim gibi onlar da yanlış kullanılmakta; hakiki manaları bilinmemekte, bu yüzden haksız suçlamalar, yersiz değerlendirmeler yapılmaktadır.

Cehaletle, kelime ve kavramlara yüklenen yanlış manalar, hak ile batılı birbirine karıştırmaktadır. Böylece devrimizin maddeci anlayışı, dinimizin yüksek değerlerini değersiz hâle getirmektedir. Bu durumda, günümüz insanında zaten sönmek üzere olan dinî anlayış, hayra yöneliş ve değerlerine saygı iyice azalmaktadır. Yıllardır din düşmanlarının Müslümanlar arasında sinsî ve planlı bir şekilde yaydığı bu kelime kargaşası yüzünden, esasında aziz olan şeyler zelil, zelil olanlar da aziz olarak tanınmaktadır.

Akıllı olup ölçüyü bilmek, dikkatli ve ferasetli olmak gerekir. Bilmediğimiz bir işi, ehline sormalıyız. Hükümde acele etmemeliyiz. Aslını bilmediğimiz için anlamadığımız bir şeyi hemen inkara kalkmamalıyız. Yoksa, mümine kafir, alime cahil, arife gafil deme tehlikesine düşeriz.

Şunu unutmayalım: Bir şahıs veya sistem hakkında verdiğimiz bir hüküm, Allah rızasına uymuyor ve karşı tarafın hakkı yeniyorsa; o hüküm ahirette aleyhimize bir delil olur, hesabı sorulur. 

 

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır

 Menkibeler  25 kez okundu 11/09/2012 Salı 8 yorum yapılmış

Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.

O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.


Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.

Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.

‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.

Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.

Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.

Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.

O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.

Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun. 


Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.


Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.

Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.

Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.

Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.


Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.

Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.

‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.

Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.

Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.

Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.



İbn Ataullah İskenderî 

Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.


Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!

Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın

İsim (Zorunlu)
E-Posta adresin (Zorunlu)
Websiteniz (Varsa)

gullerinefendisi2.tr.gg
Tüm hakları saklıdır.Copyright © 2012 - 2013
Çizen: http://gullerinefendisi2.tr.gg/ , HTML&CSS Döken: http://gullerinefendisi2.tr.gg/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol