GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
 

º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©

Hâl Dili

Hâl Dili 


Her Tavır Bir İşaret


Ahmed Haznevî k.s. Hazretleri, tasavvuf yolunun önderleri olan sâdât-ı kiramdan bahsederken gözyaşlarına engel olamazdı. Onlardan bir söz işitince adeta gözlerinin içi gülerdi. Kalbin derinliklerinden gelen bu sevinç ve muhabbete de herkesi ortak ederdi.

Mürşidi Muhammed Diyâüddin k.s. Hazretlerine ve bu yolun büyüklerine çok bağlı olan Ahmed Haznevî k.s. bir hatırasını şöyle anlatıyor:

“Nurşin’e gittiğim günlerdeydi. On beş gündür Muhammed Diyâüddin’in dergâhında kalıyordum. Malum, savaş yıllarıydı. Yiyeceğimiz darı ekmeği ve darı çorbasıydı. O günlerde Muşlu bir ağa köye geldi. Hazret’i ve mollaları yemeğe davet etti. Hazret de kabul etti. Buna ben de çok sevindim. Ne iyi olur, güzel yiyecekler ikram edilir, diye düşündüm. Çarıklarımı özenle hazırladım. Bütün mollalar hazırlanmıştı. Hazret tam yola çıkmak üzereyken beni kastederek:

– Molla Ahmet burada kalsın, biz gidelim, dedi.

O an bunu neden söylediğini anlayamadım. Onlar gittikten sonra kendimi hesaba çektim ve:

– Molla Ahmet, bütün suç kendinde. Sen güzel yemekler yemeyi düşündün. Tamahkâr oldun. İşte Hazret bu yüzden seni götürmedi, diye yorumladım.” (Altın Silsile, Semerkand Yay.)

Bu Mertebeye Nasıl Ulaştın?


Bir gün Bayezid-i Bistâmî k.s. Hazretlerine:

– Bu manevi derecelere ne ile ulaştın, diye sorarlar. O da şu cevabı verir:


– Önce dünyevî sebepleri bir araya topladım. Bunları kanaat ipine bağladım. Sonra sıdk (doğruluk) mancınığına koydum ve ümitsizlik denizine attım. Böylece rahata kovuştum. (Abdülmecîd Hânî, el-Hadâiku’l-Verdiyye)


Bu Yolda İlerlemek

İmam-ı Rabbanî k.s. şöyle buyuruyor:


“Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen kimsenin şunları yapması gerekir:

Öncelikle hak ehlinin görüşlerine uygun olarak akidesini (inanç esaslarını) düzeltmeli.

Fıkıh hükümlerini (ilmihal bilgilerini) öğrenmeli.

Sonra ilmin gerektirdiği şekilde amel etmeli.

Bütün bunları yerine getirdikten sonra tüm vakitlerini ALLAH Tealâ’yı zikir ile geçirmelidir. Bu zikri, kâmil ve mükemmil bir mürşitten almış olması şarttır. Çünkü eksik olan (ehil olmayan) kimse kemale erdiremez. (İmam Rabbânî, Mektubat)



Nefse Yumuşak Davranmak mı?

Bir gün Atâ Selimî rh.a. Hazretlerine:


– Nefsinize karşı niçin yumuşak davranmıyorsunuz, diye sorulur.

Atâ Selimî rh.a. şöyle cevap verir:

– Ölüm omuzlarımda, kabir evim olmuş iken, cehennem önümde ve yüce Rabbimin bana nasıl muamele edeceğini bilmiyor iken, nefsime yumuşak davranmamı, amel işlemeyi azaltmamı mı istiyorsunuz? (Beyhakî, Zühdü’l-Kebîr)



Gerçek Hazine

Serî-i Sekatî k.s. şöyle diyor:


“Kabrini hazine sandığın yap ve mümkün mertebe içini salih ameller ile doldur. Böyle yapıp kabrine girdiğinde, orada göreceklerin seni mutlu edecek.”(Zühdü’l-Kebîr)

Hizmetin Bedeli

Seyyid Sıbgatullah Arvasî k.s. Hazretleri şöyle der:


“Mürit en çok nisbeti (manevi yakınlığı) hizmet yapmakla elde eder. Hizmetten alınan feyz ve kemalât (manevi olgunluk) daha tesirli ve uzun sürelidir.

Hizmetten kazanılan nisbet, kolay kolay kaybolmaz. Başka şeylerden doğan nisbet ise kişinin küçük bir kusuruyla kaybolur.” (Seyyid Sıbgatullah Arvasî, Minah)



İçyüzünü Bilince

Ahmed b. Ebü’l-Havari rh.a. şöyle buyurur:


Her kim dünyanın hakikatini bilirse ondan yüz çevirir, dünya sevgisini kalbine koymaz.

Kim ahireti hakkıyla tanırsa ona yönelir.

Kim de yüce ALLAH’ı gereği gibi tanıyıp bilirse, O’nun rızasını her şeye tercih eder. (Zühdü’l-Kebîr)


Tasavvuf Adabı

Abdurrahman Tâhî k.s. Hazretleri şöyle der:



“Bu yola yeni giren sofilere, yolumuzun inceliklerini ve talimatları güzelce anlatınız. Bildiğiniz konuları sohbet üslubu içinde öğretiniz. Tasavvufun adabını onlara güzelce gösteriniz.

Eğer bu yola giren bazı sofiler zamanla bu yola bağlılıklarını kaybediyorlarsa, bunun sebebi adap ve eğitim konularında eksik kalmalarıdır.” (Altın Silsile)


Sevgi Kusurlara Perdedir

Adamın biri, İbrahim b. Edhem k.s. ile birlikte uzun müddet yol arkadaşlığı yapar. Ayrılacakları zaman İbrahim b. Edhem’e:

– Arkadaşlık esnasında size karşı edepsizlik yapmış olabilirim ve bu sebeple benden incinmiş olabilirsiniz, der.


İbrahim b. Edhem k.s. ona şu şekilde karşılık verir:

– Seni ALLAH için seviyorum. Senin sevgin ve dostluğun, ayıplarını görmeme perde olmuştur. Ben sende hayırdan başka bir şey görmedim. (Abdurrahman Câmî, Nefâhât’ül-Üns)


Ağacın Kökleri

Muhammed Diyâüddin k.s. Hazretleri şöyle diyor:


“Alimler ağacın köklerine benzer. Ağacın kökleri çürümeye başlarsa meyveleri ve yaprakları da bozulmaya başlar. Dalları çürür. Ama ağacın kökleri sağlam olursa, meyveleri sıhhatli, yaprakları güzeldir.” (Altın Silsile)


Keramet Değil, Ölçü

Seyyid Tâhâ k.s. Hazretleri müridi ve halifesi Seyyid Sıbgatullah Arvasî k.s. Hazretlerine gönderdiği bir mektupta şöyle diyor:


“Bir kişi, ihlâs ve muhabbet sahibi olup, Kur’an ve Sünnet’in ölçülerine göre amel yapıyorsa, biliniz ki o zat ALLAH dostudur.

İsterse bu kişide hiçbir keramet görülmesin.” (Altın Silsile)



Abdullah S. DEMİRTAŞ=SemerkanD dergisi

 

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır

 Menkibeler  25 kez okundu 11/09/2012 Salı 8 yorum yapılmış

Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.

O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.


Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.

Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.

‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.

Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.

Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.

Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.

O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.

Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun. 


Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.


Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.

Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.

Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.

Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.


Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.

Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.

‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.

Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.

Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.

Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.



İbn Ataullah İskenderî 

Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.


Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!

Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın

İsim (Zorunlu)
E-Posta adresin (Zorunlu)
Websiteniz (Varsa)

gullerinefendisi2.tr.gg
Tüm hakları saklıdır.Copyright © 2012 - 2013
Çizen: http://gullerinefendisi2.tr.gg/ , HTML&CSS Döken: http://gullerinefendisi2.tr.gg/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol