º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©
KUR'AN ÖĞRETME MİHRİ
KUR'AN ÖĞRETME MİHRİSehl bin Saad radıyallahu anh anlatıyor:
Bir kadın Peygamber aleyhisselâmın yanına gelerek:
— Ey Allah'ın Resulü, evlenmek için kendimi size takdim etmeye geldim, dedi.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm ona bakıp başını eğdi, sonra yine başını sallayıp sustu. Kadın bu teklifinden bir netice alamadığını görünce oturdu. Bu durum üzerine Peygamber aleyhisselâmın sahabilerinden biri kalkarak dedi ki:
— Ey Allah'ın Resulü, bu kadınla evlenmek istemiyorsanız, onu benimle evlendir.
Peygamber aleyhisselâm:
— Yanında bir şey var mı? diye sordu. Sahabî:
— Allah'a yemin ederim ki, bir şeyim yok, diye cevap verdi. Resulüllah aleyhisselâm:
— Evine git de bak, belki orada bir şey bulursun, dedi. Adam, evine gitti, bir süre sonra döndüğünde dedi ki:
Allah'a yemin ederim, yâ Resulüllah, bulamadım. Peygamber aleyhisselâm:
— Bak, demirden bile olsa, belki bir yüzük bulursun, dedi, Sahabî tekrar gitti, sonra döndü ve:
— Vallahi yâ Resulallah, bir demir yüzük bile bulamadım, fakat işte uzun bir entarim var, bunun yarısını ona vereyim, dedi. Bunun üzerine Resulüllah aleyhisselâm:
— Bu uzun elbise ile ne yaparsın, sen giysen o giyemez, o giyse sen elbisesiz kalırsın, buyurdu. Bunun üzerine sahabî oturuverdi. Uzun bir müddet böyle oturakaldıktan sonra kalktı. Peygamber aleyhisselâm adamın gittiğini görünce, çağırmalarını emir buyurdu. Sahabîler adamı çağırdılar. Adam geri gelince Resulüllah aleyhisselâm:
— Kur'ân'dan ezbere bir şey okumasını biliyor musun? diye sordu. Adam:
— Evet, filan ve filan sûreleri biliyorum, diye bildiklerini saydı. Peygamber aleyhisselâm:
— Bunları ezbere okuyabilir misin? dedi. Adam:
— Evet okurum diye cevap verdi. Resulüllah aleyhisselâm da:
— Haydi git, bildiğin Kur'ân karşılığında, o bildiğin Kur'ân'ı o kadına öğretmen karşılığında onu seninle evlendiririm, buyurdu.
(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Nesei)
Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır
Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.
O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.
Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.
Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.
Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.
‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.
Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.
Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.
Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.
O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.
Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun.
Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.
Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.
Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.
Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.
Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.
‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.
Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.
Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.
Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.
İbn Ataullah İskenderî
Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.
Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!
Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın