ş°¨¨°şİİş°¨¨°şİGÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GGİş°¨¨°şİİş°¨¨°şİ
Büyüklere Saygının Âdâbı
Büyüklere saygı göstermek İslâm’ın en büyük ahlâki dusturlarındandır. Büyüklere saygı göstermemek âhir zaman alâmetlerinden sayılmıştır.Büyüklere saygı göstermek İslâm’ın esaslarındandır.
İbn Abbas (ra) Peygamberimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüğümüze merhamet etmeyen, iyiliği emredip, kötülükten nehyetmeyen bizden değildir.” (Ahmed, Tirmizi, İbn Hibban)
Bir hadîste de:
“İlim öğreniniz. İlim için sekinet ve vakar da öğreniniz. Kendisinden ilim öğrendiğiniz kişiye de mütevazî olunuz (saygılı olunuz).” (Taberânî)
Diğer bir hadîste de:
“Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa, bir kavmin büyüğü geldiğinde ona ikramda bulunsun ve saygılı olsun”
Büyüklerimize veya içimizden seçilmişlere itaat edilmelidir.
“Ey îman edenler! Allah’a itaat edin; peygambere ve sizden olan ulü’l-emre (emir sâhibi idârecilerinize) de itaat edin! O hâlde bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, Allah’a ve âhiret gününe îman ediyorsanız, artık onu Allah’a ve peygambere arz edin! Bu hem hayırlı, hem de netîce i‘tibârıyla daha güzeldir.” (Nisa, 59)
Hiçbir konuda büyüklere tekaddüm (öne geçme ve geçirme) olmamalıdır.
“Ey iman edenler, Allah ve Resûlünün huzurunda öne geçmeyin. Allah’tan korkun, çünkü Allah (her şeyi) hakkıyla işiten ve bilendir.” (Hucurat, 1)
Bunu:
a) Din ve dünya işlerinde söz ve fiil olarak büyüklerden önce bir şey yapmaya kalkışmamak
b) Büyüklerin konuşması ve karar vermesi gereken bir konuda onların önüne geçmemek şeklinde anlayabiliriz.
Büyüklerin yanında konuşurken yüksek sesle konuşmamak. Mümkün olduğu kadar saygı, ağırbaşlılık, sükûnet, edeb ve izinle konuşulmalıdır.
a) Yüksek sesle konuşma büyüklere karşı saygısızlıktır; hem büyüklerin ihtiramını nefyeder.
b) Bir mecliste çok konuşan kim ise, mütekellim odur. Büyüklerin yanında çok konuşulursa nazarlar oraya çevrilir. Bu da büyüklerin huzur edebine zıddır.
“Ey iman edenler, seslerinizi peygamberlerin sesi üzerine çıkarmayınız.” (Hucurat, 2)
Büyükleri çağırırken herhengi bir kimseye hitabedercesine hitab edilmemeli lâkaplarıyla ve ismiyle çağrılmamalıdır. Mümkünse makamıyla veya ihtiram ifade eden sözlerle hitap edilmelidir.
“Birbirinize yüksek sesle çağırdığınız gibi O’na da yüksek sesle çağırmayınız. Sonra amelleriniz boşa gider de farkında olamazsınız.” (Hucurat, 2)
Büyüklerle konuşurken kesin ve net konuşulmalı, argo ve başka anlamlara gelecek mânâlardaki kelimeler kulanılmamalıdır.
Büyüklerle konuşurken onlara layık olduğu makam ve sözlerle hitap edilmelidir.
Büyüklerden bir şey istenirken kibar, nazik olmalı merhamet ve sevgilerini celbedecek sözlerle
istenilmelidir.
Büyükler, istirahat saatinde veya uygun olmayan bir vakitte hanelerinde rahatsız edilmemelidir.
Bedîüzzaman Hazretleri istemediği zamanda ziyarete gelenler için şöyle der:
“Hem bende bir tevahhuş var; herkesi, her vakit kabul edemiyorum. Halkın hediyesini kabul etmek, onların hatırını sayıp istemediğim vakitte onları kabul etmek lâzım geliyor.. o da hoşuma gitmiyor.” (Mektubat, 10)
Büyüklerin hanesine, makamına, hususi odasına veya sofrasına izin alınmadan veya davet edilmeden girilmemelidir.
“Ey îmân edenler! Vaktini gözetleyici kimseler olmadan, yemeğe sizin için da‘vet yapılmadıkça peygamberin evlerine girmeyin! Fakat çağrıldığınız zaman, artık girin; yemeği yiyince de dağılın; sohbete dalıcı kimseler de olmayın! Çünki bu hâliniz, peygambere eziyet veriyor, fakat (o) sizden utanıyor. Allah ise hak(kı söylemek)ten çekinmez.” (Ahzab, 53)
Büyüklere tazim gösterilmelidir.
Ebu Said El-Hudri (ra)’dan rivâyet edilmiştir:
Kureyza Yahudileri Sa’d b. Muaz’ın vereceği hükme râzı olmuşlardı. Nebî (asm) da Sa’d’ e gelmesi için haber gönderdi. Sa’d bir merkep üzerinde geldi. O mescide yaklaştığı zaman Peygamber (asm) ensara hitaben “Efendinize (veya hayırlınıza) ayağa kalkınız” dedi. (Buhârî, Müslim, Ebu Davud)
Bu hadis büyüklere saygı için ayağa kalkmayı bize ihtar ediyor.
Bir mecliste konuşma yapılacaksa konuşmayı büyüklere bırakmak gerekir.
Buhârî ve Müslim’in bir rivâyetine göre peygamberimizin huzuruna 3, 4 kişilik bir grup geldi. Onlardan küçüğü konuşunca, Peygamberimiz, “Büyük konuşsun, büyük konuşsun” dedi. Bunun üzerine yaşça büyük olanlar konuştu.
Bir zümrenin veya bir cemiyetin büyüğü geldiğinde ona ikramda bulunulmalıdır.
İbn Ömer (ra) Peygamberimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Bir kavmin büyüğü size geldiğinde ona ikramda bulununuz (saygılı olunuz).” (İbn Mâce)
Bereketin ve hayrın büyüklerle beraber olduğu bilinmelidir.
İbn Abbas (ra) Peygamberimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Bereket sizin büyüklerinizle beraberdir.” (Taberânî, Hakim)
Büyüklerin duâsı alınmalı veya onların duâsına nail olunmaya çalışılmalıdır.
Büyükleri birer rehber bilmeli ve onların örnek hayatı bizim için ibretlik ders levhaları olmalıdır.
Büyüklerin sünnetle nurlandırdığı çığırı takip etmelidir.
Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır
Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.
O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.
Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.
Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.
Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.
‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.
Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.
Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.
Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.
O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.
Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun.
Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.
Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.
Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.
Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.
Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.
‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.
Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.
Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.
Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.
İbn Ataullah İskenderî
Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.
Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!
Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın