GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
 

º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©

Namazı iade etmeyi, yani tekrar kılmayı gerektiren durumlar nelerdir?

Bazıları şunlardır:
1- Namazın vaciblerinden birini terk edene bu namazı iade etmek vacibdir.
2- Namazı kıldığında şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa, tekrar kılar.
3- Secde-i sehvi kasten yapmayanın veya namazın vaciblerinden birini, mesela Fatiha okumayı, bilerek terk edenin, o namazı tekrar kılması vacib olur.
4- Namazdan sonra, bir âdil müslüman yanlış kıldın derse, tekrar kılması iyi olur. İki âdil söylerse, tekrar kılması vacib olur. Âdil olmazsa, sözüne itibar edilmez.
5- Bir kimse, gusülde bir yerini yıkamayı unutup, namaz kılsa, sonra hatırlasa, orasını yıkayıp farzı tekrar kılar. Maliki’de, yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlayınca, yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü bâtıl olur; fakat kıldıkları namazlar sahih olur.
6- Kıble yönünü bilmeyen kimse, kıbleyi araştırıp da, karar verdiği yöne kılmazsa, rastladığını anlasa da, tekrar kılması gerekir. Rast gele dursa, kıbleye isabet ettiğini daha sonra anlasa yine namazı iade etmesi gerekir. Araştırıp karar verdiği istikamete dursa, orasının kıble olmadığı meydana çıksa namazını iade etmez.
7- İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı tekrar kılar.
8- İmam abdestsiz olduğunu hatırlarsa yahut namazdayken namazı bozan bir şey hâsıl olursa, bunu hemen cemaate bildirir. Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olanlara söyler veya haber gönderir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur. Bir kavle göre, imamın cemaate haber vermesi gerekmez.
9- Tertip sahibi olan, kaza borcu varsa, önce kazayı kılıp, sonra vaktin farzını kılar. Sadece vaktin farzını kılacak kadar vakit kaldıysa, kazayı sonra kılar. Farzı tekrar kılması gerekmez; ama vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar.
10 - Tadil-i erkânı kasten terk edenin, o namazı iade etmesi vacibdir.
11- Hapiste, eli ayağı bağlı olan, teyemmüm edemezse, abdestsiz, bir şey okumadan, rükû ve secde yapar. Bunu da yapamazsa, ayakta ima eder. Kurtulunca iade eder.
12- Hapiste, temiz yer, su ve toprak bulamayan kimse, okumadan, namaz kılar gibi yapar. Kurtulunca, hepsini iade eder.
13- Şehirlerarası otobüsle giderken, uyuyup ihtilam olan kimse, inip gusletme imkânı da yoksa teyemmüm ederek namazı kılar, guslettikten sonra iade eder.
14- Yatılı okulda, banyoyu güneş doğduktan sonra açsalar, gusletme imkânı da yoksa teyemmümle kılar. Guslettikten sonra iade eder.
15- Yanında âdil biri bulunan kimse, suyu sormadan teyemmüm edip namaza dursa, sonra su olduğunu haber alsa, abdest alıp namazı iade eder.
16- Suyunun bittiğini zanneden, namazdan sonra suyunu görse, teyemmümle kıldığı namazı iade eder. Abdestsiz kılan da, abdestsiz olduğunu hatırlayınca, namazı iade eder.
17- Su yakın olsa; fakat su yanında düşman, zarar verecek hayvan ve ateş varsa veya hapisse teyemmüm ederek kılarsa da, bu sebepler kul tarafından oldukları için, gusül ve abdest alınca, bu namazları tekrar kılması gerekir.
18- Vaktin girmediği zannıyla namaz kılan ve namazdan sonra vaktin girdiğini anlasa tekrar kılar; çünkü vaktin girdiğini kesin bilerek namaza durması gerekirdi.
19- Tenha yer yoksa taharetlenmek için başkasının yanında avret yerini açmaz. Tenha oluncaya kadar bekler. Namaz vakti daralırsa, başkaları yanında taharetlenmez. Çamaşırını da yıkamaz. Necasetle namaz kılar; çünkü haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Sonra, tenha yer bulunca taharetlenir, çamaşırını yıkar veya değiştirir ve namazı iade eder. (S. Ebediyye)

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır

 Menkibeler  25 kez okundu 11/09/2012 Salı 8 yorum yapılmış

Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.

O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.


Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.

Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.

‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.

Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.

Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.

Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.

O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.

Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun. 


Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.


Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.

Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.

Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.

Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.


Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.

Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.

‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.

Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.

Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.

Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.



İbn Ataullah İskenderî 

Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.


Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!

Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın

İsim (Zorunlu)
E-Posta adresin (Zorunlu)
Websiteniz (Varsa)

gullerinefendisi2.tr.gg
Tüm hakları saklıdır.Copyright © 2012 - 2013
Çizen: http://gullerinefendisi2.tr.gg/ , HTML&CSS Döken: http://gullerinefendisi2.tr.gg/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol