GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
 

º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©

Mürid-17

Abdesti en güzel ve şartlarına uygun olarak al. Her hareket ve işine Bes­mele ile başladığın gibi, abdest almaya da Besmele ile başla. Elle­rini, dünyâyı terk etme niyeti ile yıka. Ağzına gelince, ağzı yıkarken oku­nan duâları oku. Tevâzu ve huşû içerisinde, kibir hâlinden sıyrılmış bir vaziyette burnuna su al. Yüzünü hayâ ederek yıka. Ellerini, dirseklere kadar tevekkül hâli üzere yıka. Başını, kendini alçaltarak, muhtaç kabûl eden kimsenin tavrı ile mesh et. Ku­laklarını, en güzel ve doğru sözleri dinlemek için mesh et. Ayağını da Rabbinin nîmetlerini müşâhede et­mek için yıka. Sonra Allahü teâlâya hamd ü senâda bulun. Resûlullah´a salâtü selâm oku. Sonra, namaz kılarken, Allahü teâlânın huzûrunda durur gibi dur. Yüzün ile Kâbe-i muazzamaya döndüğün gibi, kal­bin ile de Allahü teâlâya dön. Kul olduğunu, Rabbine ibâdet ettiğini düşünerek, hürmetle tekbîr al. Rükû´dan kalkınca, secdede ve diğer bütün hareket­lerinde, Allahü teâlânın kudreti ile yaşadığını düşün. Selâm verinceye kadar ve selâm verdikten sonra bu düşünce üzere kal. Evine girdiğin zaman da iki rekat namaz kıl.

Acıkmadıkça yeme. Yemeği doymadan bırak. Fazla su içme. Ye­meği ihti­yâcın kadar ye. Yemek yerken, lokmayı ne büyük ne de küçük al. Orta dere­cede al. Lokmayı ağzına koymadan önce Besmele-i şerîfe- yi oku. Lokmayı iyice çiğne, sonra yut. Yemekten sonra Allahü teâlâya hamd ü senâda bulun."

Şeyh-i Ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, hadîs ilminde sâhib-i is- nâd ve fıkıh ilminde ictihâd makâmında idi. Buyururdu ki: "Peygamber efendimiz; "Hesâba çekilmeden evvel, hesâbınızı görünüz." emri ile, bâzı meşâyıh, her gün ve her gece yaptıkları işlerden kendilerini hesâba çekiyor. Ben, hesâbda onları geçtim ve işlediklerimle berâber, düşün­düklerimde de hesâbımı görüyorum."

Hindistan´da yetişen evliyâdan ve Çeştiyye yolunun büyüklerinden Nizâmeddîn Evliyâ (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri´nin âşıkların­dan olan Sultan Celâleddîn Hilcî, sık sık hediyeler gönderirdi. Sultânın en büyük arzusu, bizzat onunla görüşmekti. Fakat bunu bir türlü başa­ramadı. Şâir ve Nizâmeddîn Evliyâ´nın talebesi Emîr Hüsrev, sarayda sultânın maiyetindeydi. Sultan bir de­fâsında onun yardımıyla Nizâmed- dîn Evliyâ´nın huzûruna girmek istedi. Fakat Emîr Hüsrev, ho­casından izinsiz, bu işi yapmak istemedi. Nizâmeddîn Evliyâ, sultânla görüşmek istemedi ve o ara Acuzan´a gitti. Sultan bunu haber alınca, çok üzüldü ve Emîr Hüsrev´den bir açıklama istedi. Emîr Hüsrev şöyle dedi: "Zât-ı şâhânenizin memnuniyetsizliği, benim hayâtımın tehlikeye girmesi de­mek olduğunu biliyorum. Yine hocamın memnuniyetsizliğinin, îmânımın teh­likeye düşmesi demek olduğunu da biliyorum. Emir Hüsrev´in bu cevâbı, sultâ­nın çok hoşuna gitti ve meselenin üzerine daha fazla git- medi.

Evliyânın büyüklerinden Şeyh Nûr Muhammed Pütnî hazretleri hakkında rivâyet edilir ki: tasavvuf yoluna girişinin ilk zamanlarında, İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri Dehli?yi teşrif et­mişlerdi. Hâce Hüsâmeddîn Ahmed ve diğer bâzı zâtlar, İmâm-ı Rab­bânî hazretlerinden, Avârif-ül-Me?ârif kitabından okumalarını ricâ eyle­diler. İmâm-ı Rabbânî haz­retleri de kabûl buyurup, okumaya başladılar. Mevlânâ Tâhir Lâhorî ve Şeyh Nûr Muhammed de dinleyenler arasında idiler. Ders esnâsında bu ikisinin kal­bine şöyle bir düşünce geldi: ?Haz­ret-i İmâm, dinleyenlerden bâzılarının hâlle­rine dikkat etmeden anlatı­yor. Ders esnâsında yüksek hakîkatlerden ve ince bilgilerden anlatmı­yor. Sâdece okuyor. O hâlde bizim onların huzûrunda bu kitabı dinle­memizde ne fayda vardır? Okunanları zâten biliyoruz.? İmâm-ı Rabbânî hazretleri, onların düşüncelerini kerâmetiyle anladı ve böyle düşün­mele­rine üzülüp; ?Şu iki kişiyi meclisimizden çıkarın. Hattâ Fîrûzâbâd (Dehli) kalesinin dışına atın!? dedi. Bu ikisi günlerce dışarılarda dolaştılar. Hâce Hüsâmeddîn?in şefâat etmesi için her akşam gelirler, kale kapısının et­rafında dolanıp dururlardı. Nihâyet Hâce Hüsâmeddîn Ahmed onlara yardım etmek is­tedi. İmâm-ı Rabbânî hazretleri; ?Bırakınız. Onların nefsi aldatıcıdır? buyur­dular. Hâce Hüsâmeddîn arzetti ki: ?Efendim! Fîrûzâ- bâd Mescidi?nin altında bulunan bâzı hücre ve odalar pislik içeri­sindedir. Eğer emrederseniz, ikisi gel­sin oraları temizlesinler. Hem nefsleri kırılır. Hem de hizmet etmiş olurlar.? İmâm-ı Rabbânî hazretleri Hâce Hüsâ- meddîn?in bu sözünü kabûl buyurdu. Bu iki genç geldiler ve o temizlik işini yaptılar. Bundan sonra hazret-i İmâm bun­lara lütuf ve şef­katle muâmele etti. Onların eski hâlleri kalmadı.

Beyt:

Sâlikin kalbi hasta, rehber akıllı doktor,

Canlanmayı, doktorun sözünü tutana sor.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır

 Menkibeler  25 kez okundu 11/09/2012 Salı 8 yorum yapılmış

Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.

O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.


Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.

Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.

‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.

Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.

Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.

Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.

O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.

Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun. 


Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.


Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.

Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.

Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.

Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.


Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.

Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.

‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.

Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.

Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.

Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.



İbn Ataullah İskenderî 

Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.


Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!

Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın

İsim (Zorunlu)
E-Posta adresin (Zorunlu)
Websiteniz (Varsa)

gullerinefendisi2.tr.gg
Tüm hakları saklıdır.Copyright © 2012 - 2013
Çizen: http://gullerinefendisi2.tr.gg/ , HTML&CSS Döken: http://gullerinefendisi2.tr.gg/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol