GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
 

º°¨¨°º©©º°¨¨°º©GÜLLERİNEFENDİSİ2.TR.GG©º°¨¨°º©©º°¨¨°º©

Menzil Kokusu Bir Sevdadır!

Menzil bir yaşamdır, bir yoldaş, bir çağrı. Bir umut, bir dost, bir inanç, bir bilge… Menzil kokusu bir sevdadır yüreklerde hiç bitmeyen …

Menzil Rahmet kokardı, Resul Sevgisi kokardı ama kokusuna Gavsımın kokusu da karışırdı...

Her sevinç ve sevgi kokuları Menzil’in eşsiz güzellikteki sevda kokusuydu bu... Her Menzil’e gittiğimde doyasıya Menzil’in kokusunu içime çeker, delicesine sevinirdim... Geceleri parıldayan yıldızların sevgileriyle doldururdum yüreğimi, yoldaş olurdu Gavs’ım yalnızlığımıza…

Menzil’in o tertemiz kokusunu ve güzelliğini Menzil’den başka dünyanın hiç bir yerinde bulamadım... Dünyanın bir başka yerinde asla olacağını sanmadığım ve rüzgarların dünyanın hiç bir yerinde getiremiyeceği kokuları, hiç bir ışığın aydınlatamayacağı renkleri, gül Yağmurlarıyla en süzülmüş sevgilerden süzüp gün akıtırdı içimize. Yıldız yıldız, nakış nakış, buram buram, serin serin... Dostluğu ve umudu çoğaltmak, etrafa dağıtmak ve ötelerin taa ötesini göstermek istercesine...

Bazı dostlarımız ısrarla Menzil’le ilgili sorular sorarlar bize, üç beş cümleyle nasıl anlatılabilir ki Menzil. Bu duyguyu anlayabilmek için orada doğmak, yaşamak, büyümek, anlamak lazım, derim...

Sevgiler vardır hani hiç bitmeyen, eksilmeyen, tükenmeyen, yaşadıkça büyüyen. Bir narin çiçek gibi her gün yeniden yeşeren insanın iç derinliklerinde. Hani ulaşılamayan sevgiler olur ya, hiç sulanmadan, güneş görmeden büyüyen çiçeklere benzeyen sevgiler. Bizim sevgimiz de öyle bir sevgi. Varmaz dilimiz çoğu zaman bu büyük aşkı anlatmaya. Sadece yüreğimiz vardır bu aşkı kutsayan, yalansız, içten haykıran...

Menzil ki, benim düş bahçemdi, sevgi dağımdı. içinde Gavs’ımla yürümeyi, onun güzel nazarlarına bayıldığım yerdi...
Menzil ki, yüreğimin büyülü masaldağıydı. İlkgençliğimi koynuna bıraktığım sevdam, menekşe gözlümdü, seher gülümdü….

Evlenen gençlere imrenirdim, onlara hayranlıkla bakar, bir gün belki benim de eşim ve güzel güzel çocuklarımın olacağını düşlerdim...Menzil’in o eşsiz kokusu da düşlerime eşlik ederdi...

Ah kadasına, belasına baş koyduğum Menzil, bil ki senin özlemindir yaşamımı anlamlı kılan… Bilki bir gün hüzünlerimi burda bırakıp ölümüne de olsa geleceğim sana, öpeceğim toprağını...Unutma bizi...

Buralar Menzil kokmuyor.. Ben Menzil’de Gavs’ımın kokusunu özlüyorum ve belki de asla bir daha o eski kokuyu bulamayacağım, çünkü o koku ayrıca Gençlik düşlerimin de kokusuydu. Unutma Menzil’in çocuğuyum ben, Menzil de doğdum, Menzil’in suyunu ve Çorbasını içtim...

İlk gençlik düşlerimde kaldı o kokular belki. Belki de ne kadar koklarsam koklayayım, asla o günlerdeki başımın döndüğü kadar dönmeyecek başım... Ama olsun yine de bütün sevinç ve sevgimle gideceğim, seveceğim Menzili...

Ey Sevgili Menzil...Zaman rüzgâr oldu, yaprak gibi dört bir yana savurdu hepimizi...

Nice güzellikleri paylaştık seninle ey Menzil. Nice değerin ve derinliğin farkına seninle vardık. Ömrümüzün en güzel, en taze, en saf yıllarında; insan olmanın güzelliklerini senin pınarından yudumladık. Bilmeyenlere, tanımayanlara, seni anlatmak o kadar zorki, bütün tanımlar yetersiz kalıyor. Hiç bir tanıma, aşka, sevgiye güzelliğini sığdıramadık, bağışla…

Şimdi o kadar yorgun ki, bedenimiz ve o kadar ağır geliyor ki yüreğimiz buralarda. Ya yüreğimiz kaldıramayacak özlemimizin yükünü gün gelecek, ya dayanamayıp bırakacağız bir gün yüreğimizi.

Ama seni asla ve asla unutmayacağız. Sende unutma bizi ey kokusunu özlediğim Menzil...

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır

 Menkibeler  25 kez okundu 11/09/2012 Salı 8 yorum yapılmış

Allah’ın sevgisini tatmadan sakın bu fâni dünyadan göçmeyesin.

O’nun sevgisinin tadı, yiyecek ve içeceklerde bulunmaz.


Çünkü bunlardan istifade etmede kâfirlerle hayvanlar sana ortaktır. Sen Allah’ın zikrinin tadını almakta ve cem makamına muvaffak olmakta meleklere ortak ol.

Ruhlar, nefislerin serpintilerine tahammül edemez. Dünya leşine battığında bu halinle ‘ın huzuruna çıkmaya layık olamazsın. Çünkü günahla kirlenmiş olanlar Allah’ın huzuruna alınmazlar.O halde kalbini temiz tut ki, gaybın kapıları sana açılsın.
Günah işlemeyi bırakıp, zikir ve tevbe ile Allah’a dön.

Kapıyı ısrarla vurana kapılar açılır. İnsanların birbirine karşı iyi ve dostça davranışları olmasaydı, bunları sana anlatmazdım.
Rabiatü’l-Adeviyye:’Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın.

‘demiştir. Fakat ey kişi! Bu seni Allah’a ulaştıran kapıdır.

Kalbinin Allah’ın birliğinden habersiz ve bu konuda dikkatsiz olmasından sakın.

Zikredenlerin birinci basamağı, Allah’ın birliğini ve tekliğini anmaktır.

Zâkirlere kapının açılması ancak ‘ın birliğini anmalarından dolayıdır.

O’nun rahmetinden kovulanlar da ancak yaptıkları işin önemini kavramaksızın, körü körüne, bilinçsizce Allah’ı zikrettikleri için kovulmuşlardır.

Zira Allah’ı zikirde sana ancak nefsin muhalefet eder. Yaratıklara olan sevgin ne çok, Allah’a olan sevgin ise ne az!
Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevme kapısı sana açılmış olsaydı, elbette seni şaşırtan çok şeylere tanık olurdun. 


Gecenin ortasında uykuyu bölüp, kıldığın iki rekât namaz, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.
Hastaları ziyaret etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Cenaze namazını kılman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.


Müslüman kardeşine yardım etmen, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir. Eziyet veren şeyleri yoldan uzaklaştırman, Allah ile karşılıklı olarak birbirinizi sevmektir.

Yere bırakılmış kılıcın onu savuracak bir kola ihtiyacı vardır. Senin için Allah’ı zikirden daha faydalı ibadet yoktur.

Çünkü zikir ayakta duran, rükû ve secde yapamayan yaşlılar ve hastalar için de kolay bir ibadettir.

Allah’ın huzuruna nasıl çıkacağını, âlimler ve hikmet sahipleri sana öğretirler
.
Sen hiç satın alınır alınmaz hizmet etmeye elverişli köle gördün mü?! Bilakis o önce bir eğitimciye verilir de o onu eğitir, ona edep ve terbiye kazandırır.


Eğitim ve terbiyeyi başarıyla tamamladığında hükümdara hizmet etmeye başlar. Velilerin yaptığı da budur.
Öğrenciler, onların himmetiyle huzura varacakları güne kadar onlarla beraber olurlar.

Yüzme hocası, birine yüzmeyi öğreteceği zaman o kişi yalnız başına yüzebilecek seviyeye gelinceye kadar onunla yanyana yüzer.
Artık o yüzmeye başladığında ise onu korkusuzca denize salabilir.

‘Peygamberler, veliler veya salihler vasıtasıyla Allah’a yaklaşılamaz.’
diyen düşünceden uzak dur.

Kuşkusuz Allah kendine ulaşmak isteyenler için onları vesile kılmıştır.

Velilerden sadır olan, su üzerinde yürümek, havada uçmak, gizli şeyleri haber vermek ve suyun kaynayıp çıkması gibi harikulade haller, peygamberin doğruluğuna şahittir.

Çünkü velilere verilen kerametler, peygamberlerinden dolayıdır.



İbn Ataullah İskenderî 

Yazar: Güllerin Efendisi
Allah'ın Rahmeti ve Bereketi Hepimizin Üzerine Olsun.


Bu yazıya toplam 1 yorum yazılmış, sende yorum yazmayı unutma!

Ergin demişki;12/09/2012
Yüce Rabbimin Rahmeti ile Bütün İnsanları Bağışlasın

İsim (Zorunlu)
E-Posta adresin (Zorunlu)
Websiteniz (Varsa)

gullerinefendisi2.tr.gg
Tüm hakları saklıdır.Copyright © 2012 - 2013
Çizen: http://gullerinefendisi2.tr.gg/ , HTML&CSS Döken: http://gullerinefendisi2.tr.gg/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol